• Kurucu ve Onursal Başkan'ın Mesajı

  • EN

Değerli Hissedarlarımız,


Asım Kocabıyık

Kurucu ve Onursal Başkan
Borusan Holding
Geçtiğimiz yıl şirketlerimiz son uluslararası iktisadi buhranda yaşadıkları kayıpların hepsini telafi edecek şekilde hayli yüksek bir performans göstermişlerdir. Bunun için tüm grup yöneticilerimizi ve çalışanlarımızı tebrik ediyorum.

Ülkemiz de, 2011 üçüncü çeyrek sonu itibariyle yıllık % 8,2 seviyesinde bir büyüme göstererek, büyüme hızı bakımından dünyada Çin’in ardından ikinci sırada yer almıştır. Avrupa Birliği; Yunanistan, İtalya, İspanya, İrlanda ve hatta Fransa gibi Birliğin temelini oluşturan ülkelerdeki fi nansal bozulmanın etkilerini yaşarken, ülkemizin fi nans sistemi gücünü ve istikrarını muhafaza etmektedir. Sanayi üretimi endeksi, milli tarihimizin rekor mertebelerini işaret etmektedir. Bunlar, 2009 yılında yaşanan uluslararası krizin menfi tesirlerini tüm dünyada en hızlı atlatmaya muvaffak olmuş ülkelerden birinin Türkiye olduğunun teyidi olmuştur.

Ülkemizin gösterdiği bu yüksek performansı; uzun süredir ulus olarak koruduğumuz siyasi istikrara, kamu yönetimimizin özelleştirmelerine, milli sanayimizin gelişimini teşvik eden politikalarına ve mali istikrarı kararlılıkla koruyan uygulamalarına ve son olarak da hem yeni ticaret pazarlarını zorlayan hem de verimliliği artırıcı metodolojileri cesaretle uygulayan müteşebbislerimize borçlu olduğumuzu düşünüyorum.

İstikbal için, hükümetimize ve kamu yönetimine bir mütalaada bulunmak bana vazife değildir. Ama ülkemizde modern sanayinin kuruluşuna şahitlik etmiş bir müteşebbis olarak, iş hayatına atılacak genç kuşaklarımızın da bugün dikkat etmesi gereken şeyler ortaya çıktığını söylemek isterim.

Dünya çok büyük bir pazar olmuştur. İmal edilecek ürünün mutlaka yeterli alıcısı olmalıdır. Dünyada teknoloji çok hızlı gelişmiş, büyük hamleler yapılmıştır. Herkes işinde teknolojinin yeniliklerinden ve kolaylıklarından istifade etmelidir. Bu da ek yatırımlar anlamına gelmektedir. Güçlü bir mali politika güderek dünya pazarındaki müsait kredileri yurda getirmek için gayret sarf etmek gerekir. 2012’de bilhassa gelişmiş ülkelerde hissedilecek bir ekonomik daralma vuku bulacağını da hatırda bulundurmak lazım. Bunun menfi tesirleri Türkiye’de de görülecektir. Ayrıca parlak bir yıl olarak hatırlayacağımız 2011’de bir türlü kafi tasarruf seviyelerine ulaşamayan Türkiye’nin cari açığına dikkat edilmesi gerektiği ve dünya ekonomisini bir hayli etkileyen uluslararası gelişmelerin ülkemizin hassasiyetini artırdığı da unutulmamalıdır. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşanan siyasal ve sosyal değişim ülkemizin uluslararası ticaretine fevkalade menfi tesirleri olan gelişmelerdir.

İçinde bulunduğumuz dönemin, bence en mühim meselesi Avrupa Birliği’nin bir türlü soğutulamayan mali buhranıdır. Buna mukabil Türkiye’yi de yakinen alakadar eden Avrupa Birliği projesinin tüm gücünü tükettiği de zannedilmemelidir. Avrupa’nın çok köklü bir devlet idaresi, diplomasi geleneği vardır. Bugünkü çözümsüzlükler sathidir. Sonunda Avrupa’nın güçlü ülkelerinin Birliğin devamı için imkânlarıyla mütenasip bir yaşam sürmeyen ülkelerden bir diyet alma peşinde oldukları ortaya çıkacaktır.

Mütevazi yaşamlarıyla çok hızlı büyüme gösterseler de, Çin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika gibi ülkelere nispeten Avrupa’nın orta vadede hâlâ çok güçlü bir ekonomik ve siyasi bölge olduğu unutulmamalıdır.

Bu manada, ülkemizin AB üyeliği perspektifi nde de bir şüphe duyulmamalıdır. İçtimai ve iktisadi yönden Türkiye’nin AB üyeliği hem milli kalkınma hedefl erimiz açısından, hem de AB’nin istikbali bakımından hepimizin kazançlı çıkacağı bir karar olacaktır.

Ülkemiz sosyal ve ekonomik kalkınması için nasıl AB’ye ihtiyaç duyuyorsa, AB de geniş pazarı ve genç nüfusuyla Türkiye’ye iktisadi geleceği için aynı şekilde muhtaçtır. Her iki taraf için de avantajlı olacak bu resimde, ülkemizin hızlı büyümesini aksamadan devam ettirmesi için en önemli meselemiz genç nesillere yönelik nitelikli insan gücünü artıracak eğitim seferberliğimiz olacaktır.

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, 1922 yılında, yani daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce, öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmada şunları söylüyordu: “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı. Hakiki zaferi siz kazanacak ve sürdüreceksiniz ve mutlaka muvaffak olacaksınız.”

2011 yılında ticaret hayatında 67’nci kuruluş senesini idrak eden Borusan Grubu için de eğitim çok önemli olmuştur. İş hayatımızda yıllardır muhafaza ettiğimiz başarı; kaliteli mamullerimiz ve mükemmeli hedefl eyen hizmet mefhumumuz kadar, şirketlerimizin istikbalini garanti altına alan araştırma ve eğitim gayretimize de bağlı olmuştur. Hatta bugün yöneticilerimiz kurumsal eğitime o kadar büyük bir değer veriyorlar ki, grubumuz bünyesinde şimdiye dek yöneticilerimizin pek çoğunun devam ettiği bir mesleki üniversite bile kurdular. Benim de desteklediğim Borusan Akademi’nin müspet sonuçlarının da çok hızlı bir şekilde ortaya çıkacağına şüphem yok.

Bu vesile ile şirketlerimizin başarısından dolayı tüm Borusanlılara da hissedarlarımız ve ailem adına teşekkür ediyorum.

Saygılarımla,

Asım Kocabıyık
Kurucu ve Onursal Başkan
Borusan Holding